Toplumda yaygın olarak bilinen ismi ile aslında Clostridium botulinum denilen bir tür bakterinin salgılamakta olduğu bir çeşit toksindir. Botulinum toksininin tarihçesine baktığımızda eski çağlarda gıda zehirlenmelerine yol açtığı bilgisi vardır ancak bunlara ait yeterli yazılı kaynak yoktur.
Justinus Kerner (1786-1862) isimli Alman şair ve doktor 1817 ve 1822 yılları arasında sosis zehirlenmesine bağlı zehirlenmeleri dökümante etmiştir ve kendisi buna sosis veya yağlı yiyecek zehirlenmesi adını verse de tam olarak biyolojik bir zehirlenme olduğunu ispat edememiştir. 80 Yıl sonra ise küçük bir Belçika köyünde gerçekleştirilen bir cenaze yemeğinde tütsülenmiş jambon, salam benzeri yiyecek sonrası birçok kişide zehitlenme belirtileri ortaya çıkınca Belçika’lı bir bakteriyoloji profesörü olan Emile Pierre van Ermengem tarafından neden olan patojen olan Clostridium Botulinum keşfedilmiştir.
Botulum kelimesi Latince’de sosis kelimesine karşılık gelmektedir ve ismini burdan almıştır. Modern botulinum toxin tedavisine ise Alan B. Scott and Edward J. Schantz isimli bilim adamları öncülük etmiştir. 1989 Yılında ise Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) blefarospazm ve strabismus hastalıklarının tedavisi için ilk defa onay vermiştir.
Tıp alanında gelişen teknoloji ile artık üroloji bölümünde de teknolojik gelişmeler ışığında yeni tedavi yöntemleri ve ilaçlar kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemleri arasında son dönemlerde sıklıkla duymakta olduğunuz mesane uygulaması bulunmaktadır. Hangi hastaya ne sıklıkla uygulanacağı ve hangi şartlar altında kişiye ne zaman uygulanacağı hekiminizin değerlendirmesi sonucunda karar vereceği bir durumdur. Kozmetik alanda karşımıza sürekli çıkan bu yöntem aslında birçok nörolojik hastalıkların tedavi süreçlerinde de rol almaktadır.
Dünyada şu ana kadar bilinen en kuvvetli toksinlerden birisi olma özelliği taşımaktadır. Bakterinin salgıladığı bu toksin oldukça zararlıdır ama uygun şartlar altında tedavide etkili bir ilaç formatına dönüşmektedir. Uygulandığı bölgede kasların gevşemesine neden olan bir etki mekanizması vardır. İdrar kesesine uygulanırsa kasların gevşemesine yardımcı olmaktadır.
Sinir iletim sistemini de etkileyen bu toksin madde etkisini belirli bir süre sonrasında kaybetmektedir. Etkisinin geçici olması bu toksinin kullanımını kısıtlamaktadır. Kısaca tedavi olan ve yapılan işlemden memnun kalan hastalar tekrar bu işlemi yaptırmak zorundadır. Hastalarda bazen bu durum değişiklik göstermekte ve toksinin etkisi beklenenden çok daha uzun sürmektedir.
Mesane Uygulaması Nasıl Yapılır?
Ani gelen idrar yapma hissiyatı ve tuvalete yetişemeden altına kaçırma şikayetleri Mesane diye adlandırılan idrar kesesindeki kasların normalin üstünde kasılması sonucu oluşmaktadır. Aşırı aktif mesane diye adlandırılan bu hastalığın tedavi aşamasında uygulanan pek çok ilaç tedavisi yöntemi vardır. Hastaya teşhis konulduktan sonra uygun tedavi yönteminin aşamaları başlamaktadır.
Kullanılan bu ilaçların yan etkilerinden kaynaklı sürecin yarım kalması veya fayda sağlamaması daha nitelikli tedavi yöntemlerinin sorgulanmasına yol açmıştır. Bu alanda kullanılabilecek ilaç grup çok fazla olmasından dolayı bu kişilerde seçilebilecek ilaç tedavi yöntemleri çeşitliliğini arttırmaktadır. Seçili hastalarda uzman doktor tarafından mesane içerisine işlemine karar verildiği anlarda amaç mesane kaslarının kasılmasındaki düzensizliğin durdurmak, mesane kapasitesini arttırmak ve mesane içi basıncın azaltmaktır.
Mesane işlemleri sistoskopi denilen endoskopik işlemi ile beraber hafif bir anestezi ile yapılır. Bu endoskopik uygulama ile beraber mesaneye girilir ve işlemin tekniğe uygun bir şekilde gerekli yerlere kişiye göre belirlenen sayıda ve dozda ilaç uygulaması özel iğneler aracılığı ile yapılır. Bu işlemin mesane içerisinde özel bir bölgeye yapılması gerekliliği ve endoskopik bir işlem olması nedeniyle sadece Üroloji uzmanı tarafından yapılması ve tecrübeli ellerde uygulanması gerekmektedir. Genelde hastalarda bu işlemin ardından bir komplikasyon beklenmez.
Bu uygulamalar bir tür küçük cerrahi müdahale olduğu için idrarda hafif kanama, idrar yolu enfeksiyonu ve kısa süre idrar yapmakta güçlük çekme gibi beklenmeyen yan etkiler nadir de olsa görülür ve bu etkilerin genellikle birkaç hafta içerisinde azalması beklenmektedir. Kişinin bu işlem için uygun olması ve uygun dozlarda ilacın uygulanması ile beraber tedavinin sonuçları umut vericidir. Yapılan bu işlemin sonucu kalıcı değildir ve hasta bilgilendirilmelidir.
İzmir Mesane Fiyatları Ne Kadar?
İzmir mesane fiyatları uygulanan işleme ve doza göre değişiklik göstermektedir. Her hasta için aynı doz kullanılmayacağı gibi bu işlem her hastaya yapılmaz. Günümüzde bu işlemi yapmakta olan birçok hastane mevcut. İşlem gereksinimlerini karşılıyorsanız ve bu işlem sizin için uygunsa uzman üroloji doktoru bu işlemi uygun görmüşse mesane uygulaması yaptırmak iyi bir seçenek olabilir. Fakat mesane fiyatları ne kadar? sorusunun yanıtını net verebilmek mümkün değildir. Çünkü her hastanenin kendine özgü bir fiyat politikası vardır ve bu fiyatlar her hastanede farklılık göstermektedir.
Uygulanacak işlem belirlendiğinden kaç doz kullanılacağı fiyatı doğrudan etkileyeceği gibi doktor seçimi de fiyatı yükseltecektir. Cerrahi bir işlem olduğu için doktor seçimi önemli bir husustur. Hastanenin kalitesi ve kullanılan ekipmanlar mesane fiyatı etkileyecek bir diğer unsurdur.
Mesane Fiyatları İzmir
Mesane fiyatları iller arası değişiklik göstermektedir. Bunun nedenlerinden birisi hastanenin kalitesi ve uzman hekimlerdir. İzmir bölgesinde bu uygulamayı yaptırabileceğiniz birçok hastane bulunmakla beraber maliyeti yükseltebilecek birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başını hastanelerin hizmet kalitesi belirlemektedir.
Hastanelerin fiyat politikaları Mesane fiyatları İzmir konumuzun doğrudan cevabı niteliğindedir. Çünkü hastanelerin fiyat politikaları farklıdır ve fiyatlar değişiklik göstermektedir. Bu durum göz önüne alındığında Mesane fiyatlarını etkileyen en önemli faktör hastane fiyat politikasıdır diyebiliriz.
Bir diğer önemli unsur olan cerrah seçimi Mesane fiyatlarını doğrudan etkileyen faktördür. Sonuç olarak yapılacak olan işlem cerrahi bir müdahale olduğu için deneyimli uzman bir cerrah ile çalışmanız gerekmekte ve bu da doğrudan fiyatları etkileyecektir
.
İzmir’de ürolojik cerrahi alanında hizmet veren Prof. Dr. Gökhan Koç 2000 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin üroloji kliniğinde 5 yıl araştırma görevlisi olarak çalışmış ve 2007 yılında uzman doktor olmuştur.