İdrarda belirli maddeler fazla olduğunda, böbreklerde böbrek taşı olarak bilinen sert birikintiler gelişir. Bu bileşikler kalsiyum, oksalat veya ürik asit olabilir. Böbrek taşları herkeste oluşabilse de belirli beslenme uygulamaları böbrek taşlarının oluşma olasılığını artırabilir.
Böbrek taşlarınız varsa diyetinizi izlemeniz ve onları daha da kötüleştirebilecek herhangi bir şeyden uzak durmanız çok önemlidir. İşte nelerden uzak durulacağına dair bazı genel öneriler:
- Yüksek sodyumlu yiyecekler: Sodyumun vücudun idrarla kalsiyum atılımını artırma yeteneğinin bir sonucu olarak, kalsiyumdan yapılan böbrek taşları daha olası hale gelebilir. İşlenmiş gıdalar, fast food, konserve çorbalar ve sebzeler ve çubuk kraker ve cips gibi atıştırmalık yiyecekler, sodyum açısından yüksek oldukları için kaçınılması gereken bazı yiyeceklerdir.
- Yüksek oksalatlı yiyecekler: Bazı yiyecekler, idrarda kalsiyuma bağlanabilen ve böbrek taşlarına neden olabilen oksalat adı verilen bir madde içerir. Fındık ve tohumlar, çikolata, soya peyniri, pancar, ıspanak ve buğday kepeği, oksalat oranı yüksek yiyeceklere birkaç örnektir.
- Yüksek saflıkta yiyecekler: Bazı yiyecekler, ürik aside parçalanabilen bir protein türü olan pürin içerir. İdrarda yüksek ürik asit seviyeleri olduğunda ürik asit taşlarının oluşma olasılığı daha yüksektir. Hamsi, sardalye, organ etleri ve sos, pürin içeriği yüksek yiyeceklere örnektir.
- Alkol: Alkol vücudun ürik asidi işleme yeteneğini etkileyebilir ve bu da ürik asit taşı geliştirme riskini artırır.
- Yüksek şekerli içecekler: Kola gibi şekerli içecekler içildiğinde kalsiyum oksalat taşlarının oluşması daha olasıdır.
- Kalsiyum takviyeleri: Kalsiyum kemik sağlığı için çok önemli olmasına rağmen, bazı insanlar kalsiyum takviyesi alırlarsa böbrek taşı geliştirebilirler. Kalsiyum takviyeleri alıyorsanız, uygun dozu doktorunuzla görüşün.
Böbrek Taşı Önleme için Yiyecek ve İçecek Seçimlerinin Önemi
Böbreklerin yıkanmasına ve taş oluşumunun durdurulmasına yardımcı olmak için, bu belirli gıdalardan kaçınmanın yanı sıra bol miktarda sıvı, özellikle su içmek önemlidir. Bireysel koşullarınız ve sahip olduğunuz böbrek taşı türü, tüketmeniz gereken belirli sıvıları ve ne kadarını belirleyecektir. Sizin için ideal sıvı alımı, doktorunuzun veya lisanslı bir diyetisyenin yardımıyla belirlenebilir.
Belirli yiyeceklerden kaçınmak böbrek taşı riskini azaltmaya yardımcı olsa da böbrek taşlarının her zaman tamamen önlenebilir olmadığını unutmamak önemlidir. Bununla birlikte, diyetinizi değiştirmek ve tıbbi tavsiyeye dikkat etmek, daha fazla taş alma riskini azaltmaya ve hatta mevcut olanları eritmeye yardımcı olabilir.
Böbrek taşlarınızın kökünü belirlemek ve bir yönetim stratejisi oluşturmak için bir sağlık uzmanıyla iş birliği yapmak çok önemlidir. İlaç tedavisi, yaşam tarzı değişikliği veya ek tedavi seçenekleri bunun bir parçası olabilir.
İdrardaki yüksek kalsiyum seviyeleri, kalsiyum bazlı böbrek taşı riskini artırabileceğinden, böbrek taşınız varsa genel kalsiyum alımınıza dikkat etmeniz çok önemlidir. Sağlıklı kemikleri korumak için, diyetiniz boyunca yeterli miktarda kalsiyum tüketmeniz çok önemlidir.
Süt, peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri ile portakal suyu ve tofu gibi güçlendirilmiş gıdalar mükemmel kalsiyum kaynaklarıdır. Lahana ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzelerin kalsiyum içeriği de yüksektir.
Kalsiyum alımınızı izlemenin yanı sıra, idrardaki aşırı oksalat kalsiyum oksalat taşı riskini artırabileceğinden oksalat alımınızı kontrol altında tutmanız çok önemlidir.
Sonuç olarak, böbrek taşınız varsa beslenmenize dikkat etmeniz ve sodyum, oksalat, pürin veya şeker içeriği yüksek yiyecek ve içecekler ile alkol ve kalsiyum takviyelerinden uzak durmanız çok önemlidir. Ek olarak, böbrekleri yıkamak ve taş oluşumunu önlemek için çok fazla sıvı tüketmek çok önemlidir. Bir sağlık uzmanının yardımıyla uygun beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerini yaparak böbrek taşlarınızı daha etkili bir şekilde yönetebilirsiniz.
Kaynakça:
https://www.kidney.org/atoz/content/diet
İzmir’de ürolojik cerrahi alanında hizmet veren Prof. Dr. Gökhan Koç 2000 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin üroloji kliniğinde 5 yıl araştırma görevlisi olarak çalışmış ve 2007 yılında uzman doktor olmuştur.