Prostat bezi, prostat kanseri geliştirebilen erkek üreme sisteminin bir parçası olan küçük, ceviz biçimli bir organdır. Erkeklerde kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Prostat kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, hastalığa yakalanma riskini artırabilen diyet ve egzersiz, yaş ve aile öyküsü gibi bir dizi yaşam tarzı faktörü vardır. Bu yazımızda sigara ve prostat kanseri arasındaki bağlantıyı inceleyeceğiz ve bırakmanın bu hastalık açısından avantaj ve dezavantajlarından bahsedeceğiz.
Prostat Kanseri Nedir ve Nasıl Gelişir?
Mesanenin hemen altında ve rektumun önünde yer alan prostat bezi, boşalma sırasında spermi taşıyan sıvıyı üretmekle görevlidir. Prostat bezindeki anormal hücreler çoğaldığında ve kontrolden çıktıklarında, prostat kanserinin başlangıcına işaret eden bir tümör oluşur.
Prostat kanseri riski yaşla birlikte artar ve vakaların çoğunu 65 yaş üstü erkekler oluşturur. Durumun aile öyküsü, kırmızı et ve süt ürünlerinde yüksek bir diyet ve hareketsiz bir yaşam tarzı, prostat kanseri için ek risk faktörleridir.
Sigara Prostat Kanserine Neden Olur Mu?
Bazı kanıtlara göre prostat kanseri gelişme riski sigara içmekle artabilir. Araştırmalara göre sigara içen erkeklerin prostat kanserine yakalanma olasılığı içmeyen erkeklere göre daha fazladır. Sigara içen erkeklerin ayrıca doğası gereği daha agresif olan daha ölümcül, tedavisi zor prostat kanseri formları geliştirme riski daha yüksektir.
Sigara içmenin prostat kanseri riskini artırdığı kesin mekanizma tam olarak anlaşılamamış olsa da, vücuttaki DNA’ya ve diğer genetik materyal türlerine zarar verme potansiyeline sahip sigara dumanındaki zararlı kimyasalların sorumlu olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Bu maddeler, hücrelerin normal çalışma şeklini değiştirebilir, bu da anormal hücrelerin büyümesine ve nihayetinde kansere neden olabilir.
Prostat Kanseri İçin Sigarayı Bırakmanın Faydaları
- Prostat kanseri riskinde azalma: Sigarayı bırakmanın başlıca avantajlarından biri, hastalığa yakalanma olasılığını azaltabilmesidir. Araştırmalara göre, sigarayı bırakan erkeklerin prostat kanserine yakalanma olasılığı, bırakmayan erkeklere göre daha düşük. Sigarayı bırakmak, aynı zamanda daha yaygın olan prostat kanserinin daha ölümcül ve tedavisi zor agresif formlarını geliştirme riskini de azaltabilir.
- Daha iyi tedavi sonuçları: Sigarayı bırakmak, prostat kanseri olan erkeklerin daha iyi bakım almasına yardımcı olabilir. Araştırmalara göre, prostat kanseri tedavisi görürken sigara içen erkeklerin tedaviye bağlı yan etkiler yaşama olasılığı daha yüksektir ve enfeksiyonlar ve kan pıhtılaşması gibi komplikasyonlar geliştirme riski daha yüksektir. Sigarayı bırakmakla bu riskler azaltılabilir ve tedavi sonuçları iyileştirilebilir.
Prostat Kanseri İçin Sigarayı Bırakmanın Sakıncaları
Prostat kanserini önlemenin birçok potansiyel faydası olsa da sigarayı bırakmak da zor bir süreç olabilir. Sinirlilik, kaygı ve istek gibi yoksunluk belirtileri yaygın olduğundan, sigarayı bırakmaya çalışan birçok kişi için bırakma girişimini sürdürmek zor olabilir. Bu engellerin üstesinden gelmek ve başarı olasılığını artırmak için arkadaşlardan, aileden ve tıp uzmanlarından yardım almak çok önemlidir.
Sigarayı bırakmak prostat kanserine yakalanma riskinizi düşürmeye yardımcı olsa da hastalığı geliştirme şansınız hala çok düşük olabilir. Prostat kanseri gelişme riski yaş, aile öyküsü ve diyet gibi diğer değişkenlerden de etkilenebilir. Ailesinde güçlü bir hastalık öyküsü veya diğer risk faktörleri bulunan erkeklerde de prostat kanseri geliştirme veya prostat kanseri teşhisi konduktan sonra nüks yaşama riski hala yüksek olabilir.
Referans: Orhan, N. (2011). Prostat kanserli hastalarda oksidan-antioksidan durum ve paraoksonazın bu duruma etkisinin araştırılması.
İzmir’de ürolojik cerrahi alanında hizmet veren Prof. Dr. Gökhan Koç 2000 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin üroloji kliniğinde 5 yıl araştırma görevlisi olarak çalışmış ve 2007 yılında uzman doktor olmuştur.